5 Haziran 2012 Salı

Bugün Potpori günü…

Önce şık bir albüm… Kürşat Başar’dan ‘Keşke Burada Olsaydın’…


Kendisini ben gazeteci, köşe yazarı, çok satan romanların yazarı, televizyon programcısı hatta bir dönem oyuncu olarak tanıdım… Kelimelerle arası bu kadar iyi olan Kürşat Başar’ın son dönemlerde müzikle bu kadar ilgilendiğini bu albümden sonra öğrendim…

Gelelim albüme. Albüme ismini veren şarkı ‘Keşke Burada Olsaydın’ Kürşat Başar ve Zeynep Talu’nun ortak çalışması. Albümde Sezen Aksu, Yaşar, Yeşim Salkım, İlhan Şeşen, Levent Yüksel, Erol Evgin, Zeynep Talu gibi pop müziğin önemli isimleri ve piyanosuyla Burçin Büke, Kürşat Başar’a eşlik ediyor. Berkay Özideş ve Şenay Lambaoğlu gibi genç seslerinde bulunduğu albümde unutulmaz şarkılar ve yeni eserler, Kürşat Başar’ın saksafonuyla tekrar anlam kazanıyor…

Okuyuculara küçük bir not: Kürşat Başar diyor ki; ‘Bu albüm, yazdığım kitaplar gibi, yaptığım bütün her şey gibi beni anlatıyor. Yazı ya da müzik... Önemli olan benim de gerçekte ne olduğunu bilmediğim, içimdeki o duyguyu anlatmanın bir biçimini bulmak.’



E haydi, o zaman duygularımız serbest bırakalım, her ne şekilde olursa olsun kendimizi, benliğimizi anlatalım… Bir de bakmışız ki bizde Kürşat Başar gibi, yepyeni, süper projelere imza atmışız…


Bir Kitap, Bir Film…


Piçler açtı. Piçler Kirliydi.

Ter, toz ve çamur kokuyorlardı.

Üşüyorlardı.

Ama gülümsüyorlardı…


Genç nesil romancılar arasında geniş bir hayran kitlesine sahip olan Hakan Günday’ın ilgi gören ve sevilen romanı ‘Piç’ beyazperdeye uyarlanıyor…

Yönetmenliğini Selim Demirdelen’in üstlendiği filmi senaryolaştıran isim ünlü yönetmen ve senarist Ümit Ünal. Nisan ayında gerçekleşecek olan İstanbul Film Festivali’ne hazırlanan filmin ne zaman vizyona gireceği ise henüz belli değil. Fakat filmin Facebook duyuruları yapıldı hatta afişi bile yayınlandı. Çekimler 1 Ekim’de başlıyor.

Eserin sahibi Hakan Günday, önemli olan kitabın ruhunun muhafaza edilmesi olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: ‘Filmin senaryo aşamasında yer almadım, çünkü bu başka bir meslek. Benim için kitabın ruhunun muhafaza edilmesi en önemli unsurdu. Asıl olan kitabın fotokopisini çekmek değil romanı okurken son sayfayı çevirince duyulan hissin filme geçmesi…’

Kitap muhteşemdi… Filmi de merakla bekleniyor…


Yaz geldi… Müzik, deniz, güneş ve gün boyu keyif… Ne dersiniz?


Yazın sürprizleri Babylon Aya Yorgi’den…


Babylon Aya Yorgi bu yaz tatil severleri birbirinden keyifli etkinliklerle karşılıyor. 9 Haziran’da sezon açılışı gerçekleşecek olan Babylon Aya Yorgi’nin ilk konuğu ‘Je Veux’ parçalarıyla uzun süre müzik listelerinde ilk sırada yer almayı başaran Fransız şarkıcı Zaz. Sanatçı Türkiye turnesi kapsamında İstanbul’dan sonra 29 Haziran’da Babylon Aya Yorgi’de sahne alacak. Bir diğer muhteşem performansta 30 Haziran Cumartesi gecesi Bob Sinclar’den gelecek. Kısacası nefes kesen bir hafta sonu sizi bekliyor.

Ayrıca 7 Temmuz’da Can Bonomo, 14 Temmuz’da da Athena muhteşem performanslarıyla sahne alacak.

1 Haziran 2012 Cuma

DÜNYANIN EN İLGİNÇ GELENEKLERİ VE KÜRTAJ…


Size dünyanın en ilginç geleneklerinden bahsetmek istiyorum. İğrenir misiniz, yok artık daha neler mi dersiniz, yoksa gülüp geçer misiniz ya da aman yarabbi biz halimize şükredelim mi dersiniz karar sizin…

Büyük Okyanus’un en büyük adası olan Guam’da bakirelerin evlenmesi yasak. Bunun için kızlar bekâretlerini para karşılığı bu işi yapan kişilere bozduruyor…

Bir Afrika Ülkesi olan Gine Cumhuriyeti’nde evli bir kadını baştan çıkaran adamın ceza olarak el ve ayak parmaklarından biri kesiliyor. Kesilen parça ilişkiye giren kadına yediriliyor…

Güney Amerika’da yer alan Guyana ülkesinde banyoda sevişirken yakalanan çiftler önce boyanıyor sonra da bir eşeğin arkasına bağlanarak şehirde gezdiriliyor…

Colombia'da gelinin annesi gerdeğe giren çiftin yatağının kenarına oturarak ilk ilişkiye şahitlik ediyor…

Ortaçağda banyo yapmak tören şeklindeydi. Kastilya Kraliçesi İsabella bile 50 yıldan fazla süren hayatı boyunca iki kez banyo yaptı…

Tazmanya'da kadın ölen kocasının kesilip kurutulan cinsel organını boynuna asmak zorunda…

Hindistan'da evlere gündeliğe gelen kadınlar evdeki bekâr gencin seksüel ihtiyacını karşılamak zorunda… Ek ücret alıyorlar mı öğrenemedim…

Asya ülkesi olan Laos'ta da kadınların ayakları en erotik bölge kabul ediliyor. Bu nedenle kadınların ayaklarını göstermeleri yasak…

Amboysna Adası'nda tarlalarda ürünün az olacağı belirlenirse, erkeklerin güneş batımında çıplak olarak tarlaya gidip ekinlerin arasında mastürbasyon yapmaları gerekiyor…

Newlyweds'de evlenen çift gerdeğe tören sırasında yere serilen hasır üstünde konukların gözü önünde giriyor…

E bu kadar yeter diyorsunuz değil mi? Bence de…

Gelenekler görenekler derken gelelim bizim ülkemizin gündemine… Birkaç gündür tartışılan Kürtaj yasasına… ‘Yaşam hakkı mı yoksa seçim hakkı mı’ diye ortalık yıkılırken, ‘Benim bedenim benim kararım’ sesleri hızla yükselirken, tecavüz mağdurları üzülmesin biz büyüdüğünde arkasından ‘p.ç’ diye bağıracakları çocuğunuza bakacağız naraları atılırken, ama bu yasayla biz sizi cinayet işlemekten kurtaracağız sayemizde cennete gideceksiniz vaatleri verilirken, birde şu ilginç mi yoksa iğrenç mi çözemediğim gelenekleri okurken ne yorum yapacağı mı bilemedim…

Üstümüze basa basa seçim hakkı bırakmadan, artık neredeyse yatak odamıza bile girecek yasalar çıkmaya hazırlanırken sessiz kalmayalım lütfen…

Çünkü ‘Benim Bedenim, Benim Kararım’…